10 Ağustos 2010 Salı

#nontvspor ve Fenerbahçeli Medya







Bir hareket başlattı Galatasaraylı’lar twitter üzerinden. NTV ve NTVSPOR’u protesto kampanyası. Sadece #nontvspor yazarak.
Epeydir biriken bir sıkıntıydı aslında bu ve bir çok yazı yazda Galatasaraylı’lar. Beşiktaşlı’lar yazdıysa bilmem, Fenerbahçeli’ler de yazmıştır belki ama onların en azından başka takım taraftarı yaftası yapıştırmadıklarını sanıyorum ve umuyorum, yoksa komik olurdu.

Fenerbahçe sempatizanı yayın politikası izliyor NTV grubu. Bu çok net. Özellikle Rıdvan Dilmen’i diğerlerinden çok uzak bir yere koyarak değerlendirmek gerek.
Zira yorumculardan Sergen Yalçın, Mustafa Doğan ne yazık ki futbol düşünen, okuyan adamlar değil bu çok belli. Sergen’in çok kısa süren bir A2 takım hocalığı var, Mustafa Doğan’ın böyle bir girişimi bile yok.
Hoca veya gazeteci olmayıp da futbolu düşünmek için çok sevmek gerekir. Ama bu iki eski futbolcu “biz zamanında uzun süre 1.ligde oyandık, bizim başka donanıma ihtiyacımız yok” diyerek kendilerini geliştirme, dünya futbolunu takip etme ihtiyacı görmüyorlar, bu çok belli yorumlarından. Futbol düşünmedikleri için kendi fikirleri yok bence, bu yüzden sık sık kendileriyle de çelişiyorlar, aynı programda bile. Halbuki bu iki eski futbolcunun en iyi bildiği şey saha içi, yedek kulübesi, soyunma odası, takım otobüsü, kamplar, idmanlar, tesisler ve buralarda ne olduğu. Bu konulara ağırlık verip yorum yapsalar çok başarılı olurlar. Ama onlar zamanında hiçbir görev üstlenmedikleri, sorumluluk almadıkları transfer, takım tertibi, oyun şablonu gibi konulara girip batağa saplanıyorlar.
Bilerek ve isteyerek bir kulübün aleyhine yorum yapacak (hem de kör gözün parmağına yapmadan) donanıma sahip değiller. Sergen şahane pasları, frikikleri anlatsa, yorumlasa, M.Doğan Hagi gibi birini tekme tokat nasıl durdurduğunu anlatsa inanın daha doğru olur.
Bu yüzden bu arkadaşları devre dışı bırakıyorum.

Bu grubun en aklı başında adamı Mehmet Demirkol. Futbol düşünen, takip eden biri. Kalemi kuvvetli denenlerden. Gerçek bir yazar, telefonla gazeteyi arayıp kafasındakileri anlatıp yazısını başkası yazan biri değil. Fenerbahçeli olduğunu yıllarca gizledi ve hala sorarsan söylemiyor. Okuldan Galatasaraylı, babadan Fenerbahçeli, tribünleri yüzünden Beşiktaşlı’yım diyor. Kimilerine göre Galatasaray aleyhinde konuştuğu kadar Fenerbahçe aleyhinde de konuşuyor.
Doğru mu? Doğru. Ama rahatsız edici bir şey var konuşmalarında. Fenerbahçe hakkında konuşurken, eleştirirken ki tavrı, ses tonu ile diğerleri hakkında konuşurken ki farklı. Fenerbahçe hakkında konuşurken babasını eleştiren bir çocuk tavrı var. “Kızmayın bana, bunları söylemem lazım” yaklaşımı var. işte bu beni çok rahatsız ediyor, ne söylediği ve herkese ne söylediği herkese birden eleştiri getirmesinden çok nasıl bir üslup kullandığı önemli ve can sıkıcı.

Rıdvan Dilmen bu işe başladığında böyle değildi, en azından bu kadar Fenerbahçe taraftarı gibi değildi. Hatta “ben önce futbolcu, sonra teknik direktörüm” , “benim mesleğim teknik direktörlük, şimdi yorum yapıyorum sadece” diyordu ve sorun yoktu hakikaten.
Şimdi çok bariz şekilde, alenen Fenerbahçeli yorumlar yapıyor ve Türkiye’nin en iyi yorumcusu olarak lanse ediliyor. Kime göre, neye göre?
Türkiye’nin saha içini en iyi bilen adam olduğundan eminim Rıdvan Dilmen’in. Futbolun her alanını iyi biliyor ama bildiklerini hiç güncellemiyor. Değişen dünyadan bihaber yaşıyor ne yazık ki. İşi futbol yorumculuğu olan, ülkesinde 10 yabancı futbolcuya izin verilen biri nasıl olurda dünya futboluna bu kadar uzak olur. O kadar para kazanırken niye kendine danışmanlar tutmaz. Dünya futbolunu çok iyi takip eden, FM gibi oyunlardan bile bir çok şey öğrenen zeki, çalışkan ve kendisiyle çok ucuza çalışacak gençler bulabilir istese. Ama o program sırasında Güntekin Onay’a sormayı tercih ediyor.
Üzgünüm ama ne izleyiciye ne de işine saygısı yok Rıdvan Dilmen’in.

Elinde bir Fenerbahçe şablonu ve cevap anahtarı var. Her soruya Fenerbahçe örneğiyle cevap veriyor. Benim evde hatunla konuşmalarım gibi. İlle her konuyu futbola getirip açıklama yapı bana göre daha açıklayıcı bilgi vermem, hatuna göreyse “manyaksın sen” şeklinde.
Dünyanın her hangi bir yerinde bir gol olur, golcünün ön direğe koşu yapıp attığı “Alex koşusu” yaptı der. Galatasaray orta sahaya futbolcu alır “Alex gibi oynarsa şöyle olur, oynamazsa böyle olur” der. nasıl bir futbolcu olduğundan haberi bile yoktur zaten.
Rijkaard’la ilgili bir soru sorulur Daum’dan, Aykut Kocaman’dan örnek verir.
Daha önce de yazmıştım, bir taraftarın silahla yaralandığı Fenerbahçe - Everton hazırlık maçında bu konu konuşulurken, daha doğrusu Güntekin Onay konuşurken kafasını öne eğmiş ve tek kelime etmemişti. İşte o zaman Rıdvan Dilmen rengini belli etmişti.
Şampiyonluğun kaçtığı Trabzon maçı sonrası çıkan olaylarıysa normal karşıladı. Gerçi bütün medya mevzuyu çok güzel soğuttuğu için sadece 2 maç ceza aldı Fenerbahçe. Organize işler bunlar.

Bir NTV grubunun geneline bakmak lazım. Bariz şekilde spor haberlerinde yanlı yayın yapıyor. Galatasaray taraftarını heyecanlandıran transfer haberlerini vermekte nazlanırken, açıklaması yapılmayan transferin olmayacağı haberi için özel röportaj bile yapabiliyor.
Galatasaray ikinci başkanının canlı yayında söyleşisini kesip Gürcan Bilgiç’in 2 saat sonra başlayacak Fenerbahçe maçı hakkındaki görüşlerini vermekten çekinmiyorlar. Galatasaray o gün yaptığı transferin haberini vermek için önce Fenerbahçe’nin idman haberlerini verip Galatasaraylı’ları sinirlendirmekten çekinmiyorlar.

Bu protesto ortaya çıktıktan sonra bloglarda, sözlüklerde yazılar yayınlandı. Yazılanlar içinde “tiraj ve rating için Fenerbahçe yanlısı yayın yapılması zorunludur, hangi takımı tutarsa tutsun medyacılar böyle davranmak zorundadır gibi  fikirler öne sürenler oldu. Bu yeni bir şey değil elbette. Yıllardır söylenen en büyük yalanlardan biri. Kökeni 70’li yıllardan 80’li yıllara kadar süren Fenerbahçe takımının Galatasaray ve Beşiktaş’a göre başarılı olmasına dayanır. Fenerbahçeli İslam Çupi’nin müthiş kıvrak diliyle yazdığı “Türkiye'de Fenerbahce Cumhuriyeti sağlıklı, başarılı ve ilkse bu ülkede herşey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parekendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar ve meyhaneler doludur. Stadlar türkiye'nin her yerinde silme doludur. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür. Fenerbahce Cumhuriyeti ortada yoksa Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur. Canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre yaşayan yer olmaktan cıkıp mezarlık olur. Onun içindir ki... 

Fenerbahce büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte. Adı konamaz.” Türk futbol tarihinin en yanıltıcı açıklamalarından biri bu iddiayı desteklemiştir.

http://captano.blogspot.com/2010/01/medyada-fenerbahce-agrlg.html burada medyadaki Fenerbahçe ağırlığının sebeplerini anlatmıştım. Tiraj-rating kaygısıyla Fenerbahçe haberi yapılması gerektiği fikrinin kökenini anlamaya destek olan bir yazdır.
Ve 2010 Türkiye’sinde külliyen yalandır.
Çok merak ediyorum nasıl ölçülüyor bu. Fenerbahçe yazılınca tiraj-rating artışını kim, nasıl ölçüyor.  
 İslam Çupi bir Fenerbahçeli’ydi ve bu sözleri çok eski zamanlarda yazmıştı, her şeyi değişen Türkiye’de bunun aynı kaldığını iddia etmek zavallılıktır.
Bir de “beğenmeyen izlemesinciler” var. elbette beğenmeyen izlemeyecek. NTV grubunun nasıl yayın politikasını kendisi belirleme hakkı varsa isteyenlerin de protesto hakkı var. demokrasi havari kesilip “istedikleri gibi yayın yaparlar, beğenmezsen izleme” diyenler bir de böyle düşünsün. İşlerine gelirse elbette.

Eğer şöyle şeyler varsa ki var :

twitter'dan. 

ali ece* : 
captano@aliece1888 http://nontvspor.blogspot.com #nontvspor 
aliece1888 @captano bazı eleştirilere katılıyorum ama rakip yayıncı kuruluşta program yapacak birisi olarak konuşmam çok etik dışı olur, bana uymaz 
aliece1888@captano teşekkür ederim, gizli gizli okuyorum zaten hepsini 
aliece1888@captano daha ayrıntılı bilgi için linki inbox'ıma yollar mısınız? 

bedri baykam* : 
captano@meettheturk http://nontvspor.blogspot.com #nontvspor 
meettheturk @captano teşekkurler dostum, size bu hissi yaşatıyorlarsa kesin haklısınız derim

protesto, hedefi vurmuş olabilir. 
ofk maçını cevad prekazi'ye yorumlatma kararı alan ntvspor'un bu protestoya kulak verdiğini ve bundan sonra daha dikkatli olacağını ummak istiyorum. peşini bırakmadan devam etmek gerekli.
(bkz: captano)

en ufak bir örgütlü tepkinin bile aslında sonuç getirebildiğini gördük. prekazi'yi ntvspor kadar nontvspor da çıkarttı ekrana. 

(bkz: dağhan ırak)


#nontvspor protestosu amacına ulaşmaya doğru gidiyor. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder