25 Ağustos 2010 Çarşamba

NTV SPOR İzleyicileriyle Buluşuyor

"NTV Spor, izleyicileriyle buluşuyor. Gelin; tanışalım, yüz yüze konuşalım.
info@ntvspor.net adresine iletişim bilgilerini gönderen ve eleştirilerini en iyi şekilde aktaran sporseverleri NTV Spor’da ağırlamaktan memnuniyet duyacağız.
Unutmayın; sizi övgülerinizle değil, eleştirilerinizle bekliyoruz."
twitter üzerinden de bu duyuruyu yayınladılar. Güzel, gider yüzyüze derdimizi anlatırız elbette. 

Benim dikkat çekmek istediğim konu, bu girişimin direkt kendisi. Bizim başlattığımız bu girişimin etkili olduğunu düşünüyorum. Taraftara kulak vermek gerektiğini anladılar sanırım. Bu yönüyle bakınca demokratik ve şık bir hareket olduğunu düşünüyorum.

Ancak sanırım yayınlanacak bir görüşme değil bu, kapalı kapılar ardında yapılacak. Olsun, bizim derdimiz bağcı dövmek değil ki, üzüm yemek. Bu sebeple e-mail göndereceğim kendilerine. Bakalım sonucu ne olacak.

10 Ağustos 2010 Salı

neden #nontvspor



galatasaray'ı sahipsiz sanıp, sürekli kötüledikleri için #nontvspor

rijkaard a schuster e fiyasko ama aykut a sabır dedikleri için #nontvspor

önceden herhangi bir sorun yokken şimdi her açtığımda "bakalım feneri nasıl övcekler" durumuna geldiğim için #nontvspor

ridvan dilmen'i bize yillardir turkiye'nin en tarafsiz ve en iyi yorumcusu olarak kakalamaya çalıştıkları için #nontvspor

senelerdir bize rıdvan dilmen i izlettirdiği için #nontvspor

güntekin, arda'ya çemkirirken, aynı şeyi kendisi yapacak kadar iki yüzlü olduğu için #nontvspor

2 saniye galatasaray için olumlu şeyler söyletmeden reklama gittiği için #nontvspor

maç analizi yerine oyuncuları ve teknik adamları karalamaya çalıştıkları için #nontvspor

rijkaard yerden yere vurulurken, kankası aykut'u eleştirmek yerine bahane üreten rıdvan için #nontvspor

haberler de, sürekli bir takımın bilgilerini aktardıkları, diğerlerine gereken süreyi sağlamadıkları için #nontvspor

#nontvspor ve Fenerbahçeli Medya







Bir hareket başlattı Galatasaraylı’lar twitter üzerinden. NTV ve NTVSPOR’u protesto kampanyası. Sadece #nontvspor yazarak.
Epeydir biriken bir sıkıntıydı aslında bu ve bir çok yazı yazda Galatasaraylı’lar. Beşiktaşlı’lar yazdıysa bilmem, Fenerbahçeli’ler de yazmıştır belki ama onların en azından başka takım taraftarı yaftası yapıştırmadıklarını sanıyorum ve umuyorum, yoksa komik olurdu.

Fenerbahçe sempatizanı yayın politikası izliyor NTV grubu. Bu çok net. Özellikle Rıdvan Dilmen’i diğerlerinden çok uzak bir yere koyarak değerlendirmek gerek.
Zira yorumculardan Sergen Yalçın, Mustafa Doğan ne yazık ki futbol düşünen, okuyan adamlar değil bu çok belli. Sergen’in çok kısa süren bir A2 takım hocalığı var, Mustafa Doğan’ın böyle bir girişimi bile yok.
Hoca veya gazeteci olmayıp da futbolu düşünmek için çok sevmek gerekir. Ama bu iki eski futbolcu “biz zamanında uzun süre 1.ligde oyandık, bizim başka donanıma ihtiyacımız yok” diyerek kendilerini geliştirme, dünya futbolunu takip etme ihtiyacı görmüyorlar, bu çok belli yorumlarından. Futbol düşünmedikleri için kendi fikirleri yok bence, bu yüzden sık sık kendileriyle de çelişiyorlar, aynı programda bile. Halbuki bu iki eski futbolcunun en iyi bildiği şey saha içi, yedek kulübesi, soyunma odası, takım otobüsü, kamplar, idmanlar, tesisler ve buralarda ne olduğu. Bu konulara ağırlık verip yorum yapsalar çok başarılı olurlar. Ama onlar zamanında hiçbir görev üstlenmedikleri, sorumluluk almadıkları transfer, takım tertibi, oyun şablonu gibi konulara girip batağa saplanıyorlar.
Bilerek ve isteyerek bir kulübün aleyhine yorum yapacak (hem de kör gözün parmağına yapmadan) donanıma sahip değiller. Sergen şahane pasları, frikikleri anlatsa, yorumlasa, M.Doğan Hagi gibi birini tekme tokat nasıl durdurduğunu anlatsa inanın daha doğru olur.
Bu yüzden bu arkadaşları devre dışı bırakıyorum.

Bu grubun en aklı başında adamı Mehmet Demirkol. Futbol düşünen, takip eden biri. Kalemi kuvvetli denenlerden. Gerçek bir yazar, telefonla gazeteyi arayıp kafasındakileri anlatıp yazısını başkası yazan biri değil. Fenerbahçeli olduğunu yıllarca gizledi ve hala sorarsan söylemiyor. Okuldan Galatasaraylı, babadan Fenerbahçeli, tribünleri yüzünden Beşiktaşlı’yım diyor. Kimilerine göre Galatasaray aleyhinde konuştuğu kadar Fenerbahçe aleyhinde de konuşuyor.
Doğru mu? Doğru. Ama rahatsız edici bir şey var konuşmalarında. Fenerbahçe hakkında konuşurken, eleştirirken ki tavrı, ses tonu ile diğerleri hakkında konuşurken ki farklı. Fenerbahçe hakkında konuşurken babasını eleştiren bir çocuk tavrı var. “Kızmayın bana, bunları söylemem lazım” yaklaşımı var. işte bu beni çok rahatsız ediyor, ne söylediği ve herkese ne söylediği herkese birden eleştiri getirmesinden çok nasıl bir üslup kullandığı önemli ve can sıkıcı.

Rıdvan Dilmen bu işe başladığında böyle değildi, en azından bu kadar Fenerbahçe taraftarı gibi değildi. Hatta “ben önce futbolcu, sonra teknik direktörüm” , “benim mesleğim teknik direktörlük, şimdi yorum yapıyorum sadece” diyordu ve sorun yoktu hakikaten.
Şimdi çok bariz şekilde, alenen Fenerbahçeli yorumlar yapıyor ve Türkiye’nin en iyi yorumcusu olarak lanse ediliyor. Kime göre, neye göre?
Türkiye’nin saha içini en iyi bilen adam olduğundan eminim Rıdvan Dilmen’in. Futbolun her alanını iyi biliyor ama bildiklerini hiç güncellemiyor. Değişen dünyadan bihaber yaşıyor ne yazık ki. İşi futbol yorumculuğu olan, ülkesinde 10 yabancı futbolcuya izin verilen biri nasıl olurda dünya futboluna bu kadar uzak olur. O kadar para kazanırken niye kendine danışmanlar tutmaz. Dünya futbolunu çok iyi takip eden, FM gibi oyunlardan bile bir çok şey öğrenen zeki, çalışkan ve kendisiyle çok ucuza çalışacak gençler bulabilir istese. Ama o program sırasında Güntekin Onay’a sormayı tercih ediyor.
Üzgünüm ama ne izleyiciye ne de işine saygısı yok Rıdvan Dilmen’in.

Elinde bir Fenerbahçe şablonu ve cevap anahtarı var. Her soruya Fenerbahçe örneğiyle cevap veriyor. Benim evde hatunla konuşmalarım gibi. İlle her konuyu futbola getirip açıklama yapı bana göre daha açıklayıcı bilgi vermem, hatuna göreyse “manyaksın sen” şeklinde.
Dünyanın her hangi bir yerinde bir gol olur, golcünün ön direğe koşu yapıp attığı “Alex koşusu” yaptı der. Galatasaray orta sahaya futbolcu alır “Alex gibi oynarsa şöyle olur, oynamazsa böyle olur” der. nasıl bir futbolcu olduğundan haberi bile yoktur zaten.
Rijkaard’la ilgili bir soru sorulur Daum’dan, Aykut Kocaman’dan örnek verir.
Daha önce de yazmıştım, bir taraftarın silahla yaralandığı Fenerbahçe - Everton hazırlık maçında bu konu konuşulurken, daha doğrusu Güntekin Onay konuşurken kafasını öne eğmiş ve tek kelime etmemişti. İşte o zaman Rıdvan Dilmen rengini belli etmişti.
Şampiyonluğun kaçtığı Trabzon maçı sonrası çıkan olaylarıysa normal karşıladı. Gerçi bütün medya mevzuyu çok güzel soğuttuğu için sadece 2 maç ceza aldı Fenerbahçe. Organize işler bunlar.

Bir NTV grubunun geneline bakmak lazım. Bariz şekilde spor haberlerinde yanlı yayın yapıyor. Galatasaray taraftarını heyecanlandıran transfer haberlerini vermekte nazlanırken, açıklaması yapılmayan transferin olmayacağı haberi için özel röportaj bile yapabiliyor.
Galatasaray ikinci başkanının canlı yayında söyleşisini kesip Gürcan Bilgiç’in 2 saat sonra başlayacak Fenerbahçe maçı hakkındaki görüşlerini vermekten çekinmiyorlar. Galatasaray o gün yaptığı transferin haberini vermek için önce Fenerbahçe’nin idman haberlerini verip Galatasaraylı’ları sinirlendirmekten çekinmiyorlar.

Bu protesto ortaya çıktıktan sonra bloglarda, sözlüklerde yazılar yayınlandı. Yazılanlar içinde “tiraj ve rating için Fenerbahçe yanlısı yayın yapılması zorunludur, hangi takımı tutarsa tutsun medyacılar böyle davranmak zorundadır gibi  fikirler öne sürenler oldu. Bu yeni bir şey değil elbette. Yıllardır söylenen en büyük yalanlardan biri. Kökeni 70’li yıllardan 80’li yıllara kadar süren Fenerbahçe takımının Galatasaray ve Beşiktaş’a göre başarılı olmasına dayanır. Fenerbahçeli İslam Çupi’nin müthiş kıvrak diliyle yazdığı “Türkiye'de Fenerbahce Cumhuriyeti sağlıklı, başarılı ve ilkse bu ülkede herşey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler, parekendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar ve meyhaneler doludur. Stadlar türkiye'nin her yerinde silme doludur. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür. Fenerbahce Cumhuriyeti ortada yoksa Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur. Canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre yaşayan yer olmaktan cıkıp mezarlık olur. Onun içindir ki... 

Fenerbahce büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü ne kupa büyüklüğüdür. onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte. Adı konamaz.” Türk futbol tarihinin en yanıltıcı açıklamalarından biri bu iddiayı desteklemiştir.

http://captano.blogspot.com/2010/01/medyada-fenerbahce-agrlg.html burada medyadaki Fenerbahçe ağırlığının sebeplerini anlatmıştım. Tiraj-rating kaygısıyla Fenerbahçe haberi yapılması gerektiği fikrinin kökenini anlamaya destek olan bir yazdır.
Ve 2010 Türkiye’sinde külliyen yalandır.
Çok merak ediyorum nasıl ölçülüyor bu. Fenerbahçe yazılınca tiraj-rating artışını kim, nasıl ölçüyor.  
 İslam Çupi bir Fenerbahçeli’ydi ve bu sözleri çok eski zamanlarda yazmıştı, her şeyi değişen Türkiye’de bunun aynı kaldığını iddia etmek zavallılıktır.
Bir de “beğenmeyen izlemesinciler” var. elbette beğenmeyen izlemeyecek. NTV grubunun nasıl yayın politikasını kendisi belirleme hakkı varsa isteyenlerin de protesto hakkı var. demokrasi havari kesilip “istedikleri gibi yayın yaparlar, beğenmezsen izleme” diyenler bir de böyle düşünsün. İşlerine gelirse elbette.

Eğer şöyle şeyler varsa ki var :

twitter'dan. 

ali ece* : 
captano@aliece1888 http://nontvspor.blogspot.com #nontvspor 
aliece1888 @captano bazı eleştirilere katılıyorum ama rakip yayıncı kuruluşta program yapacak birisi olarak konuşmam çok etik dışı olur, bana uymaz 
aliece1888@captano teşekkür ederim, gizli gizli okuyorum zaten hepsini 
aliece1888@captano daha ayrıntılı bilgi için linki inbox'ıma yollar mısınız? 

bedri baykam* : 
captano@meettheturk http://nontvspor.blogspot.com #nontvspor 
meettheturk @captano teşekkurler dostum, size bu hissi yaşatıyorlarsa kesin haklısınız derim

protesto, hedefi vurmuş olabilir. 
ofk maçını cevad prekazi'ye yorumlatma kararı alan ntvspor'un bu protestoya kulak verdiğini ve bundan sonra daha dikkatli olacağını ummak istiyorum. peşini bırakmadan devam etmek gerekli.
(bkz: captano)

en ufak bir örgütlü tepkinin bile aslında sonuç getirebildiğini gördük. prekazi'yi ntvspor kadar nontvspor da çıkarttı ekrana. 

(bkz: dağhan ırak)


#nontvspor protestosu amacına ulaşmaya doğru gidiyor. 

5 Ağustos 2010 Perşembe

No Ntv Spor

Galatasaray Sözlük'ten çıkmış sanırım. Manalı bir çaba -her ne kadar bazı objektif arkadaşlar durumun vehametini görmek yerine samimiyetimizi sorgulamak adına "bir da Rıdvan da sizde olsun istemez miydiniz, Galatasaray kayırılsa sesiniz çıkmaz" demeyi uygun görse de. Ben sonuna kadar destekliyorum bu protestoyu. Bu taraflı, kaliteden yoksun, alaycı, mecrası dışına çıktığında son derece megaloman takılan hava değişsin artık. Ülkede tek spor kanalının olması yeterince vahimken, tekelinin bu kadar iğrenç olması çok daha kötü. Mevzuya vakıf olmayanlar aşağıdaki linke tıklarsa bu tepkinin sebebini anlayabilir.

No Ntv Spor!



by Chao Grey

NO NTVSPOR #nontvspor





Galatasaray taraftarlarının twitter üzerinden başlattıkları bir protesto kampanyasıdır. Epeydir süren NTV ve NTVSPOR’un Fenerbahçe yanlısı yayınları dün akşam bir anda öfkeye dönüştü bende.

Olay sadece Rıdvan Dilmen’in yorumcu olması değil. Bu grubun genel haber yapma ve yorum yapma tarzıdır bu protestonun sebebi.

www.nontvspor.com adresi de alındı, ve site oluşturulacak. Bana söylediler bir şeyler yazalım diye. epeydir izlemiyorum ki güncel konulara değinip bir yazı koyayım. Ama dün gece ki öfkemin sebebi : Galatasaray ikinci başkanı ile canlı röportaj sırasında aniden yayının kesilip Fenerbahçeli futbolcuların basın toplantısına geçilmesi oldu.
Bu yeni bir şey değil ki. Bu grup sürekli bunu yapıyor.

Ben çok biliyorum spor haberlerini bekleyip Galatasaray’la ilgili tek satır haber vermediklerini. Örneğin, Galatasaray bir transfer yapmış ama arkadaşlar haberlerde önce Fenerbahçe’nin rutin idman haberini verip sonra Galatasaray’ın transfer haberini geçiyorlar. Standart olarak üçüncü, dördüncü haber Galatasaray. Mutlaka ilk haber olarak verdikleri de olmuştur, ama nadiren.

Rıdvan Dilmen bu ülkenin Erman Toroğlu ile birlikte sahanın içini en iyi bilen yorumcusu. Dikkat, sahanın içini, yedek kulübesini, soyunma odasını.
Ama futbolcu jargonu ile konuştuğu için itici gelebilir, ben bu dili iyi bildiğim için beni rahatsız etmiyor doğrusu.
Erman Toroğlu, yorum yaparken hakem, futbolcu, takım, hoca, başkan seçiyor. Sevdikleri ile sevmedikleri hakkında aynı durumlarda farklı yorumlar yapıyor.
Rıdvan Dilmen’in durumu pek öyle değil. Rıdvan önce Fenerbahçeli. Diğer sevdikleri sonra geliyor. Aslında ilk başladığında bu kadar bariz de değildi yorumları, şimdi artık alenen Fenerbahçeli yorumları.
Mesela “60 tane Cana bulurum” ne demek? Avrupalılar salak elbette, bizim büyük potansiyelimizi görmüyorlar. Şu anda en iyi Türk orta saha oyuncusu Emre Belözoğlu’nun Avrupa’da neler yapamadığını hep beraber gördük. Gittiği her takımda banko oynamış, kaptanlık yapmış bir futbolcu için böyle bir ifade kullanması çok yanlış. Başka biri olsa “talihsizlik” diye bahsederdim, ama Rıdvan olunca, yorum normal aslında.
Hepsini geçtim, bir futbolcu için 45 dakika izleyip yorum yapmak, ne desek boş.

Ben aslında Rıdvan’ı bundan birkaç sene önce izlemeyi bırakmıştım. Bir taraftarın tribünde silahla yaralandığı Everton hazırlık maçında, bu konuyu Güntekin Onay gündeme getirmiş, programda anlatmış ancak Rıdvan kafasını önünden kaldırmamış, hiçbir yorum yapmamıştı. Sen yorumcusun be kardeşim, adam silahla yaralınıyor ve sen ses çıkarmıyorsun. İşte burada bıraktım Rıdvan’ı izlemeyi, rengini iyice belli etmişti. Sonra da 40 yılda bir izler oldum.
Galatasaray Sözlükte bir entry var : Galatasaray galibiyet alır "yendi, ama kötü oynadı." der; Fenerbahçe galibiyet alır “kötü oynadı, ama yenmesini bildi." der. disciple yazmış.
İşte Rıdvan Dilmen budur ve NTV + NTVSPOR bu adama çok para ödüyor.

Bu grupta ismiyle ilgili yorum yapılması gereken tek adam Rıdvan Dilmen. Diğerleri işlerini yapan, memur gibi profesyoneller genellikle. Gerçi bazıları patrona yaranmak için saçmalayabiliyorlar zaman zaman, ama affederim onları.
Patron demişken, Ferit Şahenk’in Fenerbahçe adına Grafite için devreye girdiği haberleri çıktı her yerde. Bir tek bu grup yapmadı böyle bir haber. Hatta o günlerde patron canlı yayına bile çıktı ama sormadılar/soramadılar adama “var mı böyle bir şey” diye. bence olmasaydı yalanlamak için güzel fırsattı ama topa girmemeyi tercih ettiler.
Bu tavır eskiden “hangi takımı tutuyorsun” diye sorulduğunda, “milli takımı” diye cevap veren ama aslında kapalıda, numaralıda ana-bacı küfür eden halk dalkavuğu sanatçılarımızı hatırlattı bana.

Türkiye’nin en elit spor ve haber kanalına sahip bir medya grubunun alenen Galatasaray düşmanlığı yapması, objektiflikten bu kadar uzak olması ve de bunu çok iyi kamufle etmesi sebebiyle bu protesto başlatıldı.

Umarım işe yarar, NTV grubu dahil herkes için.


by Captano